İşyerinde Kamera Uygulaması Hukuka Uygun Mu ?

Bazı iş yerlerinde, çalışanların sürekli olarak kayıt altına alınmasına olanak sağlayan kamera uygulaması bulunmaktadır. Ne var ki, gün içinde belki de en çok zaman geçirdiğimiz mekan olan iş yerlerindeki bu uygulamanın hukuka ve kanuna uygunluğunu tartışmalı niteliktedir. Bu nedenle, bu yazımızda iş yerinde kamera uygulamalarının kişisel verilerin korunması ve ceza hukuku yönünden incelemesi yapılacaktır.

  • Çalışanların Kişisel Verilerinin Korunması

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, kişisel veriyi, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlamaktadır. Söz konusu tanım doğrultusunda, kişinin kimliğini belirlememize imkan sağlayan her türlü veri, kişisel veri kapsamına dahil edilebilecektir. Dolayısıyla, çalışanların görüntü ve ses kayıtları kişisel veri niteliğinde olup işbu kayıtların KVKK hükümlerine uygun olarak kayıt altına alınması gerekmektedir.

Bu noktada, kişisel verilerin işlenmesinin ilk şartı olan “ilgilinin açık rızası”nın her çalışan bakımından mevcut olması gerekir. Aksi takdirde, çalışan açık rızası alınmaksızın kendi görüntü ve ses kayıtlarının alınması nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğu doğabilecektir.

KVKK m.5/2’de ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerin işlenebileceği somut olayda kayıt altına alınabileceği ifade edilmiş olup bu haller sınırlı sayıda sayılmıştır. Şöyle ki;

Kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması, ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması hallerinin varlığı halinde veri işleyen ilgilinin açık rızasını alması şartı aranmamaktadır. Ancak bu noktada belirtmek gerekir ki, sayılan hallerin dar anlamda yorumlanması gerektiği kanaatini paylaşıyoruz. Zira bu hallerin geniş yorumlanması kişilerin verilerinin korunması açısından büyük ihlallere yol açabilecektir. Ayrıca iş yerinde kamera kullanımı için bu hallerden birinin mevcudiyeti var sayılacak ise de, işverenin veri işleyen – veri sorumlusu sıfatıyla çalışanları bilgilendirme (aydınlatma) yükümlülüğü mevcuttur. İşverenin bilgilendirme yükümlülüğü ile iş yerinde kamera bulunduğu, bu kameraların hangi alanlarda bulunduğu, alınan kayıtların hangi amaçla kullanıldığı ve nerede ne kadar süre ile saklanacağı gibi ayrıntılı bir bilgilendirme kastedilmektedir.

  • Çalışanların Kişisel Verilerinin Ceza Kanunu Tarafından Korunması

Türk Ceza Kanunu m.135-140 aralığında kişisel verilerin kaydedilmesi, hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, kanunların belirlediği süre geçmesine rağmen kişisel verilerin saklanmaya devam edilmesi suç sayılmış olup bu suçlardan birini veya birkaçını gerçekleştirenler cezai yaptırımla karşı karşıya kalacaklardır.

Bu noktada, işverenlerin tüzel kişiliğe haiz olup olmamasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Zira TCK m.140 bu suçların işlenmesi halinde tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağını hüküm altına almıştır.

Özetleyecek olursak, kişilerin kimliğini belirlenebilir kılan görüntü ve ses kayıtlar KVKK kapsamında kişisel veri olarak kabul edilmekte olup bu kişisel verilerin nasıl kayıt altına alınacağı, işleneceği ve saklanacağına dair kanun koyucu tarafından getirilmiş birtakım düzenlemeler bulunmaktadır. KVKK kişisel verilerin işlenebilmesi için kural olarak ilgilinin yani somut olay yönünden çalışanın açık rızasını aramaktadır. Ancak kanun koyucu yine kendisi tarafından sınırlı sayıda belirlenen hallerde ilgilinin açık rızasının alınmasına gerek olmadığını belirtmiştir. Bu noktada yukarıda da izah ettiğimiz gibi kişi güvenliği öncelikli sayılarak ve tabii bu öncelik her somut olayda ayrıca değerlendirilmek üzere kanunda sayılmış olan hallere dar bir yorum getirilmelidir.

Bu doğrultuda, işverenlerin iş yerlerine kamera uygulamasına geçmeleri halinde veri sorumlusu sıfatından doğan birtakım kanuni yükümlülüklere uygun olacak şekilde bir uygulamayı sürdürmeleri gerekecektir.Aksi takdirde gerek Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümlerince gerek ise Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca hukuki ve cezai sorumluluk doğması işten bile değildir.

Daha fazla bilgi için İletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s