Son yıllarda “sosyal medyada şeffaflık akımı” iyice yerleşmiş durumda, ancak hala bazı sosyal medya aktörleri tarafından bu akıma aykırı davranışlar gösteren paylaşımlar yapılmaya devam ediliyor. Ne var ki, bu aykırı davranış değindiğimiz şeffaflık akımının yanı sıra kimi zaman hukuki sorumluluğa da konu olabilmektedir. Peki, şeffaflık akımı (ya da transparency marketing in social media) ve halihazırda bu hususa ilişkin mevzuatımızda var olan yasal düzenlemeler nelerdir, bu yazıda bunları inceleyeceğiz.
İlk olarak şeffaflık akımının temellerinden biri olan ABD ‘deki Federal Trade Commission düzenlemelerinden bahsedelim. Burada temel amaç; tüketiciyi yanlış ve yanıltıcı reklamlara karşı korumak olarak belirlenmiştir. ABD’deki bu düzenleme; dünyada yoğun bir şekilde kullanılan sosyal medya platformlarının çoğunlukla ABD merkezli şirketler olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Buna bağlı olarak, bahsedilen sosyal medya platformları da “sponsorlu içerik” veya “….. ile ücretli ortaklık” gibi ifadeleri kendileri kullanmakta ve/veya kullanıcılarının da kullanımına açmış durumdadır.
Bununla birlikte, ülkemiz mevzuatında da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği başta olmak üzere ilgili mevzuat doğrultusunda; doğrudan ve/veya örtülü reklamlarda tüketicinin yanıltıcı unsurlara maruz kalmaması adına reklam verenlerin ve işbu yazının konusu kapsamında sosyal medya aktörlerinin uyması gereken birtakım yasal zorunluluklar getirilmiştir.
Bu bağlamda, kanun koyucu açıkça “Her türlü iletişim aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.” düzenlemesini getirmiş olup özellikle sosyal medya aktörlerinin markalarla yapmış oldukları işbirlikleri neticesinde yapacakları paylaşımlarda “işbirliği, reklam, sponsorlu içerik” vb. ifadelerle bu hususta tüketiciyi yani kendilerini takip eden ve/veya paylaşılan içeriğe ulaşabilecek kişileri bilgilendirmeleri yasal bir zorunluluktur.
Özet olarak, tüketicinin yanıltıcı ve yanlış niteliklere haiz olan reklamlara maruz kalmaması ve örtülü reklam yasağı hususu gerek popüler sosyal medya platformlarının merkezi olan ABD’de (buna bağlı olarak bahse konu sosyal medya platformlarında) gerek ise ülkemiz mevzuatında yasal düzenleme ile vücut bulmuş bir konudur. Söz konusu yasal düzenlemelere markalarla işbirliği yapmakta olan sosyal medya aktörlerinin de özellikle dikkat etmesi gerekmektedir, aksi halde hem hukuki hem de cezai sorumlulukların doğması olası hale gelecektir.
Daha fazla bilgi ve hukuki danışmanlık için İletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Önceki yazılar için;
Türk Hukukunda Adil Kullanım (Fair Use) ,
Influencer Marketing ve Hukuk ,
Drop Shipping Sözleşmeleri linklerini kullanabilirsiniz.