Estetik Ameliyat Sonucundan Memnun Kalmayan Kişiler Ne Yapabilir ?

 

I. GİRİŞ

Ülkemizde ve hatta dünyada pek çok insanın karşılatığı bir soruna değineceğiz: estetik mağduriyeti. Okumakta olduğunuz yazımızda; estetik mağduriyeti nedir, kişiler yapılan tıbbi işlemden memnun kalmazlar ise başvurabilecekleri yasal yollar var mıdır ya da hangi yasal yollara başvurulabilir ve bu konudaki Yargıtay görüşü nedir, bu sorulara cevap arayacağız.

II. ESTETİK MAĞDURİYETİ VE HUKUK DÜNYASINDAKİ KARŞILIĞI

Estetik mağduriyeti, genel anlamıyla, estetik operasyonlar geçiren kişinin bu operasyonların sonucunda oluşan gerek görünüş gerek ise konfor yönünden sonuçtan memnun kalmaması anlamını taşımaktadır.

Söz konusu operasyonlar, doğrudan estetik amaçlı olabildiği gibi halihazırda aynı bölge için yapılması gereken başka bir operasyon sırasında da gerçekleştirilebilmektedir. Dolayısıyla estetik operasyonların doğrudan estetik (güzelleşme) amacı taşıyabildiği gibi sağlık amacının yanında ikincil bir unsur niteliğine haiz olması da mümkündür.

Bu noktada kanaatimizce, kişinin iradesinin sağlık mı yoksa estetik mi olduğu şeklinde bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Ne var ki, kişiler genel itibariyle güzelleşme amacı gütmekte olduğundan asıl amacın estetik olduğu karine olarak kabul edilebilecektir.

Yapmış olduğumuz ayrımın önemi; doktor / hastane / klinik ile kişi arasındaki sözleşmenin türünü belirlemek yönünden önem arz etmektedir. Zira kişinin iradesinin sağlık olduğu düşünülür ise diğer tıbbi operasyonlarda olduğu gibi bir hizmet sözleşmesinden söz edebilirken amaç güzelleşmek – daha iyi bir görünüme sahip olmak ise aradaki ilişkinin eser sözleşmesinden doğan hukuki bir ilişki olduğu söylenebilecektir.

Kanun koyucu, Türk Borçlar Kanunu ilgili hükümlerince hizmet ve eser sözleşmeleri -benzer hükümler olmakla beraber – farklı başlıklar altında incelemiştir.

III. YARGITAY GÖRÜŞÜ

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/415 E. 2018/2123 K. sayı ve 23.05.2018 tarihli kararında;

“…sonuç olarak tedavi değil güzelleşme amaçlandığından tarafların arasındaki ilişki hizmet ilişkisi değil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. 

Eser sözleşmesinin varlığı halinde uyuşmazlığın da eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Eser sözleşmelerinin diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli farklı sonuç sorumluluğu, yani tarafların anlaşmaları doğrultusunda yüklenicinin bir sonucu meydana getirmeyi taahhüt etmesidir. Sonucu taahhüt eden yüklenici Türk Borçlar Kanunu’nun 471. maddesi uyarınca iş sahibinin yararını gözeterek özen görevini sadakatle yerine getirmek zorundadır.

Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışları esas alınacaktır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma, zararına olacak şeyleri yapmama anlamını da ifade eder.” ifadesi yer almaktadır.

Karardaki ifadeden de anlaşılabileceği üzere, Yargıtay yukarıda belirttiğimiz kanaatimize paralel olacak şekilde yapılan işlemdeki amaç doğrultusunda sözleşmenin türünü belirlemiştir.

Bu bağlamda, sözleşmeye aykırı olacak şekilde taahhüt ettiğinden farklı bir olumsuzluk teşkil eden bir sonucun meydana gelmesi halinde ve/veya özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı faaliyetlerde bulunulması halinde yüklenici olan doktor / hastane / klinik (işlemi gerçekleştiren kişi ve/veya kurum) mevcut durumdan sorumlu olacaktır.

Belirtmek gerekir ki, her koşulda doktorun hastayı yapılacak işlemle ilgili aydınlatma yükümlülüğünden doğan sorumluluk bakidir.

IV. BAŞVURULABİLECEK YASAL YOLLAR

Yukarıda değindiğimiz üzere, estetik mağduru olan kişiler;

  • Genel hükümler uyarınca maddi – manevi tazminat talebinde bulunabilir
  • Eser sözleşmesi hükümleri uyarınca, eserin ücretsiz onarımını isteyebilir
  • Ciddi bir sorun yok ise, ayıp oranında bedelden indirim isteyebilir.

Söz konusu taleplerden hangisine başvurulacağı somut olayın niteliklerine göre değişiklik gösterecektir.

V. SONUÇ

Günümüzde sayıları bir hayli fazla olan estetik operasyon mağdurlarının, hukuk sistemimizde başvurabileceği çeşitli yollar bulunmaktadır. Bu noktada, Yargıtay yapılan işlemin amacının tedavi mi yoksa daha iyi bir görünüm mü olduğuna göre bir ayrım yapmaktadır.

Yukarıda değindiğimiz kararda, somut olay “güzelleşme amaçlı estetik operasyon” olup Yargıtay burada bir eser sözleşmesi olduğu yönünden görüş belirtmiştir. Bu doğrultuda, mağdur olan kişinin genel hükümler uyarınca tazminat taleplerinin yanı sıra eser sözleşmesinden doğan haklarını da kullanabilmesinin önü açılmıştır.

Bununla birlikte her koşulda, doktorların teknik bilgi ve birikimi uyarınca kişileri aydınlatma yükümlülüğü olduğunu belirtmek gerekmektedir.

Daha fazla bilgi ve danışmanlık için İletişim bölümünden bize ulaşabilirsiniz.